19 Temmuz 2023
Can Dündar'ın Mehmet Ali Birand'ın hayatını anlattığı Birand kitabında tarihin tekerrürüne dair bir hikâyeye denk geldim.
Hikâye 1971 yılında geçiyor. O yıllarda Milliyet'te çalışan Birand, Cemre Güngören'le evlilik planları yapıyor. Ancak ev geçindirmeye yetecek kadar geliri olmadığı için ek işler deniyor. Hisse senedi alıp satıyor ama oradan da istediği parayı kazanamıyor. Sonunda Vehbi Koç'un kapısını çalıyor.
Birkaç sene evvel, Londra'da geçirdiği ameliyatlar için maddi yardımda bulunan ünlü sanayici, genç gazeteciyi memnuniyetle karşılıyor. Birand, Vehbi Koç'a durumunu anlatıyor ve bir ricada bulunuyor. O ricayı Can Dündar'ın satırlarından okuyalım:[1]
O günlerde Otosan, Anadol üretmeye başlamış, bu yeni arabaya büyük rağbet olmuş, satış kuyrukları oluşmuştu. Parayı verenler bile araba alabilmek için aylarca bekliyordu. Sırası gelip alanlar ise üzerine fiyat farkı ekleyip hemen elden çıkarabiliyor, ciddi kâr sağlıyordu.
Birand, Koç'a, "Bana bir Anadol satın. Ben de onu başkasına satıp aradaki farkla evleneyim," dedi.
Koç, eş dosttan gelen benzer taleplerden bunalmıştı. Ama Birand'ı kıramazdı.
"Bak" dedi, "Ben bu dediğini duymamış olayım. Sen falancaya git, o sana gerekeni yapar."
Birand sevinçle ayrıldı Koç'un yanından...
Hiç görmeden bir Anadol satın aldı. Aldığı gün başka birine sattı. Bir gün içinde 5.000 lira kazanmıştı.
Bu parayı evliliğine sermaye yapacaktı.
Yarım asır sonra benzer bir şeyi yeniden yaşadığımızı düşününce, yazmadan edemedim.
Malum, bugünlerde ikinci el arabaların yenilerinden daha pahalıya satıldığı söyleniyor. Bunun bir şehir efsanesi olmadığını Ticaret Bakanlığı'nın aldığı önlemlerden anlıyoruz. Bakanlık, 15 Temmuz tarihinden itibaren ikinci el otomobillerin sıfır fiyatının üzerinde satılamayacağını bildiren bir yönetmelik yayımladı.
Bu düzenleme piyasa ekonomisinin paradigmalarıyla ne kadar uyuşur bir yana bırakalım, biz tekrar Birand'a dönelim, kazandığı 5.000 liranın bugün neye tekabül ettiğini anlamaya çalışalım.
Bunun için çeşitli kerterizler bulabiliriz. O senenin asgari ücretini referans alabiliriz mesela.
1971'de asgari ücret 585 lira imiş. Yani Birand, söz konusu satıştan yaklaşık 8,5 asgari ücret kâr etmiş.
Konuyla ilgili ulaştığım kaynak 1971 yılında bir asgari ücretle 20 çeyrek altın alınabildiğini söylüyor. Yani Birand o sene, 5.000 lira ile 170 tane çeyrek altın alabilirmiş.
Bu yazıyı yazarken çeyrek altının kaç lira olduğuna baktım. An itibariyle 11.402 lira maaş alan bir asgari ücretli, tanesi 2.758 lira olan çeyrek altından ancak 4 tane alabiliyor. 370 lirası da harçlık olarak cebinde kalıyor.
8,5 asgari ücret bugün kaba bir hesapla 97.000 lira ediyor. Ama o zaman onunla alınan 170 çeyrek altın, 450.000 lira civarında bir yekun tutuyor. Aradaki uçuruma bakın!
Madem bu kadar altın muhabbeti yaptık, yazıyı eğlenceli bir çeyrek altın hikâyesiyle bağlayalım.
İki hafta evvel bu köşede bisikletçi Mark Cavendish hakkında bir yazı çıkmış, 2014'te Alanya'da ona hediye edilen koca bir hevenk muzdan söz edilmişti.
Dünya spor tarihinde bu tip yüzlerce değişik hediye verildiğini hepimiz biliriz. Ama biraz sonra okuyacağınız hediyeyi duyduğunuzu pek sanmıyorum.
Efendim, hikâyenin kahramanı komik bir kadın... Adı da Göşeğağ. Kendisi annem olur. Orijinal adının kaynağı Çerkesce'dir.
Bundan yaklaşık 20 sene evvel, çocukları, Göşeğağ'ı Ankara'da yapılan Türkiye Artistik Patinaj Şampiyonası'na götürür
Hayatında ilk defa böyle bir şeye tanık olan Göşeğağ meraklı gözlerle hem pisti hem tribünleri izler.
Sporcular gösterilerini yaptıktan sonra tribünleri selamlamakta, seyirciler bir taraftan alkışlarken, diğer taraftan piste pelüş oyuncaklar atmaktadır.
Hazırlıksız geldiğini fark eden Göşeğağ birden paniğe kapılır. Zira birazdan torunu Sine piste çıkacak ve gösterisini yapacaktır. Ne var ki babaannesi pelüş oyuncak diye bir gelenekten habersiz olduğu için hazırlıksız yakalanmıştır.
Sine gösterisine başlar. Haftalarca aylarca hazırlandığı performansını tamamlar ve seyirciyi selamlar. Ardından pistteki pelüş oyuncakları toplamaya başlar. Onların arasında elde örülmüş minyatür bir şapkanın ucuna iğnelenmiş çeyrek altını görür. Kahkaha atmamak için kendini dizginler ve hediyeleri kucağında, puanlarını beklemek için köşesine yönelir.
O gösterisini yaparken, Göşeğağ her annenin bir can simidi, bir imdat kolu, bir deprem çantası misali, zor günler için sakladığı çeyrek altını çantasından çıkartır, kendi ördüğü şapkanın kenarına çengelli iğneyle iliştirir, bir frizbi misali piste atar.
Orijinal adını dünya spor seyircisi tarihine "çeyrek altın"la yazdırır.
Bugün olsa aynı hareketi yine yapardı, eminim.
Ama çantasının bir köşesinde çeyrek altın bulunur muydu, ondan emin değilim.
Şaka değil... Emekli maaşının üçte birinden söz ediyoruz.
[1] Can Dündar, Birand, Bir Ömür Ardına Bakmadan..., Can Yayınları, Kasım 2012, İstanbul, s.179
Aydan Çelik kimdir? Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu. İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu. Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı. Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu. Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı. 2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı. Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu. 2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı. Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi. Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor. |
Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, AKM’deki törende Neşet Ertaş’ın sesinden Allı Turnam’ı dinletince hafızam beni çeyrek asır öncesine götürdü. Fakir Baykurt’un cenaze töreninde kızı Işık Baykurt da bize aynı türküyü dinletmişti
Bugünlerde Kanal İstanbul hattındaki inşaatlar vesilesiyle tekrar gündeme gelen Sazlıbosna Barajı, sadece şehrin önemli su kaynaklarından biri değil; aynı zamanda leyleklerin yaşam ve konaklama alanı
© Tüm hakları saklıdır.