Kariyerinin en parlak günlerini yaşayan, "Olacak o Kadar" adındaki televizyon programıyla reyting rekorları kıran Levent Kırca, yıllardır sahnelemek istediği Toros Canavarı için kolları sıvamıştı.
Aziz Nesin'in 1950'de kurguladığı, 1962'de son halini verdiği oyun, kendi halinde bir emekli memur olan Nuri Sayaner'in başına gelen trajikomik hadiseleri anlatıyordu.
"Traş bıçakları ambalaj kâğıtları" koleksiyonu yapmaktan öte pek bir vasfı bulunmayan, "pısırık" Nuri Bey, anlı şanlı "Toros Canavarı"na dönüşüyordu.
* * *
Oyun1960'lardan 90'lara çeşitli kereler sahnelenmiş, seyirciden büyük ilgi görmüştü.
Levent Kırca, yazılışının 30. yılında Toros Canavarı için görkemli bir prodüksiyon düşünüyordu. Söylenenlere göre, Türkiye'de o güne kadar bu büyüklükte bir dekor yapılmamıştı.
Hâl böyle olunca, dekorları yapmak için büyük bir mekân aranmış, Bostancı Gösteri Merkezi'nde karar kılınmıştı. Mekânın bütün koltukları sökülmüş, alanın tamamı bizim çalışmamıza ayrılmıştı.
İşe, arka planı oluşturan devasa tuvalleri renklendirmeyle başladık. Sonra yavaş yavaş üç boyutlu nesnelere geçtik.
Gösteri merkezi, karınca yuvası gibi bir yere dönüşmüştü. Yan tarafımızdaki lunapark da bile öyle bir canlılık yoktu.
Seyirci koltukları sökülmüştü ama sahne ayaktaydı. Dönemin meşhur müzisyenleri provalarına devam ediyor, deyim yerindeyse bize fon müziği yapıyorlardı.
Maymunumuz bile vardı... Ortalıkta kendi başına dolaşıyor, dev bir çadır olarak inşa edilen gösteri merkezinin demir konstrüksiyonunda hoplayıp sıçrıyor, arada bizi izliyordu.
Levent Kırca ve arkadaşları sık sık ziyarete geliyor, hem gidişatı izliyor, hem de neşemizi çoğaltıyordu.
Yorucu ama zevkli bir işin parçası olmuştuk. Sabahın köründe çalışmaya başlıyor, geç saatlerde paydos ediyor, gerekirse sabahlıyorduk. En büyük motivasyonumuz, Açık Hava Tiyatrosu'nda elimizin değdiği dekorları görme hayaliydi. Kim bilir belki de sahneye çağrılan Aziz Nesin'den takdir ve teşekkür cümleleri bile duyacaktık.
* * *
Olmadı!
Dekorların son rötuşlarını yaparken, Türkiye tarihinin en korkunç katliamlarından birinin haberini aldık.
2 Temmuz 1993 cuma günü, Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a giden bir grup yazar, çizer, şair, müzisyen, adı Madımak olan bir otelde, "tahrik olmuş bir kalabalık" tarafından kuşatılmış, ateşe verilen binada ikisi otel görevlisi olmak üzere otuz beş kişi can vermişti. Aziz Nesin, Arif Sağ gibi isimler son anda kurtulmuştu.
* * *
Korkunç olan sadece hadisenin kendisi değildi. Katliamın sorumlusu olarak Aziz Nesin'i gösterenler en az katiller kadar korku vericiydi.
Hele içlerinden birisi- ismi lazım değil- yorum yaptığı televizyon kanalında katliamcıları yarım ağız kınadıktan sonra, konuşmasının büyük bölümünü Aziz Nesin'e ayırmış, peş peşe bir sürü nefret cümlesi kurmuştu. (Yıllar sonra 2 Temmuz'ların birinde nedamet getirdi. Ama ne fayda! O bile yarım ağızdı. Zaten yakınlarda kaybettiği hayatının son günlerine kadar kalemiyle nefret saçmaya devam etti... Allah taksiratını affetsin.)
Velhasıl, Levent Kırca, çok anlaşılır sebeplerle, Toros Canavarı'nı o sene sahneleyemedi. (Sonraki yıllarda sahneledi. Ama ağızların tadı kaçmıştı bir kere.)
* * *
Madımak, Sivas civarında çok sevilen, yemeği yapılan bir bitkinin adıydı. Türküsü, halayı bile vardı: "Evelik yemlik oy madımak, kuşkuşu yemlik oy madımak"diye sürer giderdi.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü onu Ermenice'den gelen: "İlkbaharda kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, ıspanak gibi pişirilip yenilen bir bitki" olarak tarif ediyor.
* * *
Madımak, 30 yıldır bir bitki adı değil...

Aydan Çelik kimdir?
Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu.
İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu.
Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı.
Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu.
Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı.
2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı.
Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu.
2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı.
Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi.
Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor.
|