29 Ekim 2023

Cumhuriyet'in 100 senesinin 100 nesnesi

2021 yılında başlayan ansiklopedi projesi, Cumhuriyet'in 100 yıllık tarihini 100 nesne ile anlatıyor. Bu yöntem birbiriyle hiç ilgisi yokmuş gibi görünen olayları birbirine bağlıyor

Cumhuriyet 50 yaşına bastığında ilkokula başladım.

Çocukluğumu geçirdiğim kasabadaki coşkuyu bugün gibi hatırlıyorum.

Gürün vadisinin ortasından geçen Tohma Çayı'nın üstündeki köprülerden birine kurulan takın üstüne ampullerle 50. YIL yazılmıştı. Uzun zaman orada durdu. O yıllarda yaygın bir voltaj sorunu olduğu için ampuller sık sık patlıyor, devamlı yenileniyordu.

Cumhuriyet'in marşlarla imtihanı 

O günlerde Belediyenin aporlosu, mütemadiyen: "Müjdeler var yurdumun toprağına taşına/ Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına" diye başlayan 50. Yıl Marşı'nı çalıyordu. (Aporlo ne mi? Hoparlör canım işte. O zaman öyle denirdi. Ben halen doğrusunu söyleyemiyorum.)

Bekir Sıtkı Sezgin'in yazdığı, Necil Kâzım Akses'in bestelediği o marş nedense unutuldu gitti. Yazıyı yazarken sorduğum akranlarım bile hatırlamadı.

Ekşi Sözlükte "Dreamer" mahlası kullanan bir yazar: "Onuncu yıl marşı kadar güzel olmadığı için unutulan ve anıları 40 yıl yaşlı ağabeyine kaptıran marş" demiş.

Dreamer öyle dese de şöyle bir şey var: 50. yıl kutlanırken en azından kendi marşı çalınıyordu. 75. yılda her yerde 10. Yıl Marşı'nı dinledik.

75. yıl kutlamaları, 50. yıla göre fazlasıyla "retro" idi. Bir gelecek idealinden çok, geçmişi yüceltmeye dönüktü. Nüfusun 60 milyonu geçtiği bir zaman diliminde "on yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan" demek biraz anakronik kaçıyordu. 

(Bir şehir efsanesi midir bilemiyorum, Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Nafiz Çamlıbel'in marşı ilk yazdıklarında "15 milyon genç" yerine "15 milyon er" dedikleri, Ama Cemal Reşit Rey'in bestesinde bu ifadenin değiştirildiği söylenir. "Her mahallede bir milyoner" yaratma hevesine daha 20 yıl vardır.)

* * *

Aslında 1998 yılının gazete arşivlerini taradığımızda 75. Yıl Marşı için hayli çaba gösterildiğini görüyoruz. Doğan Hızlan'ın yazdığına göre Kültür Bakanlığı'nın açtığı yarışmaya 199 beste gönderilmiş, ama jüri hiçbirini beğenmemiş. Sonra ne olmuşsa olmuş, İhsan Özkaynak'ın yazdığı, Nejat Başeğmezler'in bestelediği marş seçilmiş. Hürriyet Gazetesi bu marş için "kaçak" nitelemesinde bile bulunmuş.

An itibarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sitesine girdiğimizde, 75. yıl için adı geçen marşı görüyoruz. (Bu arada yukarıda bahsi geçen marşların hepsi bakanlığın sitesinde mevcut.)

* * *

100. Yıl Marşı'na gelince işler yine karışıyor.

Biliyorsunuz önce 23 Nisan'da İzmir'de Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde Fazıl Say'ın bestesi icra edildi.

Çok geçmedi, bu kez 30 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resepsiyonda başka bir 100. Yıl Marşı duyduk. Söz ve bestenin İlker Kömürcü'ye ait olduğu söylenen marş, aynı Fazıl Say'ın marşı gibi hayli tartışmaya yol açtı.

Derken, geçtiğimiz salı, Tarkan'ın "Sen Rahat Uyu" adını taşıyan marşı sökün etti.

Daha günü dolmadan, daha sosyal medyada Linçspor ile Hayranspor kavgası soğumadan bu kez Kenan Doğulu sahneye çıktı: "Durun" dedi. "Ben de yaptım!" Ama yaptığı besteyi bize dinletmedi. Bu yazı yazılırken halen piyasada yoktu.

Görünen o ki Cumhuriyet'in marşlarla imtihanı daha uzun süre devam edecek.

Alternatif bir tarih ansiklopedisi: 100 sene 100 nesne 

Her ne kadar marş tartışmaları etrafında bir hareketlilik olsa da, Cumhuriyet'in hak ettiği görkemle kutlanmadığına dair ortak kanı çok yaygın. Hazırlıkların 2023'ten çok önce başlaması gerektiği, kutlamaların bütün yıla yayılması gerektiğine dair yorumlar var.

Doğru. Niyeti bir yana koyalım, teknik olarak bu işler iki günde olmuyor. Zira birazdan konu edeceğim çalışma, ta 2021 başında yola çıktı ve çok yoğun bir çalışmayla kotarıldı.

Cumhuriyet'in 100 yıllık tarihini alternatif bir şekilde anlatmayı hedefleyen bu ansiklopedi çalışmasının adı:100 sene 100 nesne. 

Daha önce benzerine pek tanık olmadığımız çalışmanın muradının ne olduğunu kendi sitesinden aktaralım:

"Bu ansiklopedide anlatının odağına, toplumsal hayatın her anını betimleyen, biçimlendiren, anlamlandıran nesneleri koyduk. Onları, geçirdikleri dönüşüm ve taşıdıkları süreklilikler açısından inceleyerek farklı zamanları, mekânları ve olayları çok daha derinlikli bir şekilde anlamaya çalıştık. Bu anlamda, çalışma kapsamında nesneler birer mercek görevini görüyor; özneleri veya tarihi olayları anlatının merkezine yerleştiren klasik tarih yaklaşımının yerine merkeze nesne geldiğinde, anlatının da anlatıcının da dili ve bakışı ister istemez değişiyor. Birbiriyle hiç ilgisi yokmuş gibi görünen olaylar bağlanıyor, farklı dönemlerden kişiler aynı hikâyede yer alabiliyor. Kişisel ve kolektif hafızalar, özel ile kamusal tarih birbirine eklemleniyor. Resmi tarihin görmezden geldiği, sesi duyulmayanların, ezilenlerin yahut dışlananların kamusal alanda duyuramadığı anlatılar dile geliyor." 

Ansiklopedi'de, apartmandan gecekonduya, traktörden kamyona, trenden arabaya, bisikletten dolmuşa, çaydan kahveye, beyaz tülbentten çarşafa, cımbızdan dikiş makinesine, panzerden parkaya, gazinodan kasete, telefondan televizyona, karneden siyah önlüğe, şapkadan cübbeye, postaldan tespihe, tezekten kömüre, bastondan bavula 100 nesne okurla buluşturuluyor.

Aşağıda verdiğim ilk linkte ansiklopedinin sitesini, ikinci linkte Instagram hesabını, üçüncü linkte ise Spotify'da seslendirilen maddeleri bulacaksınız. Daha da güzeli yakın bir gelecekte çalışmanın basılı edisyonuna sahip olabileceksiniz. Kendi payıma heyecanla bekliyorum. 


https://100sene100nesne.com/

https://www.instagram.com/100sene100nesne/

https://open.spotify.com/show/3jreuXtdL0OetlcnbPp5Tw?si=IMqYRbdJTf2RB2h-3E4bcA&nd=1

Aydan Çelik kimdir?

Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu.

İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu. 

Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı. 

Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu.

Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı.

2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı. 

Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu.

2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı.

Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi.

Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Fakir Baykurt’tan Sırrı Süreyya Önder’e Allı Turnam

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, AKM’deki törende Neşet Ertaş’ın sesinden Allı Turnam’ı dinletince hafızam beni çeyrek asır öncesine götürdü. Fakir Baykurt’un cenaze töreninde kızı Işık Baykurt da bize aynı türküyü dinletmişti

Kanal İstanbul’un leylekleri

Bugünlerde Kanal İstanbul hattındaki inşaatlar vesilesiyle tekrar gündeme gelen Sazlıbosna Barajı, sadece şehrin önemli su kaynaklarından biri değil; aynı zamanda leyleklerin yaşam ve konaklama alanı

"
"