18 Şubat 2024

Bir mitoloji kahramanı: Marco Pantani

Marco Pantani, 14 Şubat 2004'te Rimini'de bir otel odasında ölü bulundu. O günden beri bir mitoloji kahramanı...

Marco'yu hatırlar mısınız?

Hani yetmişlerin sonunda TRT'de gösterilen, Arjantin'e giden annesini bulmak için yollara düşen, 13-14 yaşlarındaki çizgi film karakteri Marco'yu.

Heidi kadar çok hayranı olmasa da; birçok insanda Heidi'den daha derin izler bırakmıştı Marco. Hatta bir ara Leman dergisi "Marco yeniden yayımlansın" diye imza kampanyası bile başlatmıştı.

Bildiğim kadarıyla Marco yeniden yayımlanmadı. Hoş yayımlansaydı da, zamane çocuklarından ilgi göreceği şüpheliydi. Zira Heidi yayımlandı ama izleyenler yine eski kuşaklar oldu. Yeni kuşaklar kendisine pek yüz vermedi. Can Dündar, "nasıl oluyor da böyle oluyor" mealinde bir yazı bile yazdı

* * *

Birinci Marco'nun çocukluğumda ettiği yer kadar, gençliğimde yer etmiş bir Marco daha var: Marco Pantani.

İkinci Marco, 14 Şubat günü bir otel odasında ölü bulundu. Otopsi sonucu henüz açıklanmadı ama, büyük ihtimalle intihar ettiği sanılıyor. Özellikle son zamanlarda depresyonda olduğu ve yalnızlık çektiği söyleniyor.

* * *

Pantani "yol şövalyeleri" adı verilen bisiklet yarışçılarının en renklilerinden biriydi. 50 civarındaki kilosu, dazlak kafası, kepçe kulakları, bandanası ve şeytani ataklarıyla inanılmaz bir yokuşçuydu. Bir sürü lakabı vardı: "Korsan", "Dumbo" vs... İtalyanların, aynı ebatlardaki efsanevi yarışçısı Fausto Coppi'den sonraki yeni efsanesiydi.

* * *

Malum, dünyanın en büyük üç turu; Fransa İtalya ve İspanya, yaklaşık 3000 kilometreden oluşur. sporcular 3 hafta gibi bir sürede, yalnızca iki gün ara vererek pedal basar. Alpler ve Pireneler'in yer yer 3000 metre yüksekliğe ulaştığı zirvelerine tırmanırlar ki, temmuz ayında bile o zirveler karla kaplı olur.

İnsanın, özellikle de bisiklet meraklılarının hayal gücünü zorlayan bu rekabetin üzerine ne yazık ki son yıllarda kara bulutlar çöktü. Birçok sporcu doping testlerini geçemedi, değişik cezalar aldı. Çoğu yarışlara tekrar dönemedi, dönenler eski formlarına kavuşamadı.

Pantani de onlardan biriydi.

1998'de hem İtalya hem de Fransa turunu kazanmış, çok az bisikletçiye nasip olan bir ünvana kavuşmuştu. Fakat arkadan gelen yıllar onun için pek hayırlı olmadı. Doping testleri pozitif sonuç verince bir süre yarışlardan men edildi. O da, testlerden geçemeyen birçok yarışçıyla aynı dili tutturdu: "Bu sporu yapan herkes öteden beri böyle şeyler kullanır. Bizi kurban seçtiler."

Bu cümleler, bisiklete aşkla bağlanmış birçok insanda soğuk duş etkisi yarattı.

Ne yani, geçmişin o büyük şampiyonları Mercx'ler, Hinault'lar, İndurain'ler de mi yapmıştı aynı şeyi?

Peki kanserden insanüstü bir çabayla kurtulan ve bizi kendisine hayran bırakan Armstrong da mı aynı yolun yolcusuydu? Allah'tan o, testleri geçmiş yoluna devam ediyordu.

Pantani bir taraftan da organizatörleri suçluyordu: "Yarışlar o kadar ağırdı ki, insan metabolizmasının normal şartlarda bunun altından kalkması mümkün değildi. Geriye ilaç kullanmaktan başka çare kalmıyordu."

Birkaç ay evvel bir başka yol şövalyesi, Jose Mario Jimenez, tedavi gördüğü klinikte hayatını kaybetti. O da dopingin yan etkilerinden olan depresyon çukuruna düşmüştü. Jimenez 31, Pantani 34 yaşındaydı.

20 yıl sonra

Yukarıda okuduğunuz satırları 20 yıl evvel, Marco Pantani'nin 14 Şubat 2004'teki ölümü üstüne yazmıştım

O günden sonra köprülerin altından çok sular attı. Bisiklet sporu Türkiye'de katlanarak artan bir ilgi gördü. Aynı yıllarda başlayan Eurosport Türkçe yayınları bu ilginin baş aktörüydü.

Bisikletle ilgili ilgisiz herkes Lance Armstrong adında bir fenomenle tanıştı. Kanseri yendiği yetmezmiş gibi üst üste 7 kez Fransa Turu kazanmıştı.

Ancak maskeli balo sonsuza kadar sürmedi. Adamımız 2012'de "sobelendi". Sadece bisiklet değil, dünya spor tarihinin en organize doping vakalarından birinin başrol oyuncusu olarak tarihe geçti.

Dünya Bisiklet Birliği (UCI) bisikletçinin 1999-2005 arasında kazandığı yedi Tour de France şampiyonluğunu iptal ederken, Dünya Anti- Doping Ajansı (WADA) ömür boyu rekabetçi sporlardan men etti.

Yani 20 yıl önce, yukarıdaki yazıda dile getirilen kehanet kendini gerçekleştirdi.

Ancak Armstrong'un derisi Pantani kadar ince değildi. Sobelendiği günden itibaren burnundan kıl aldırmadı. Bugün bile sosyal medyadan atarlanmaya devam ediyor.

Konuyla ilgili kitap tavsiyesi

Matt Rendell'ın meşhur Pantani biyografisi 2016'da Türkçe'ye kazandırıldı. 2015'de Fransa Turu Tarihi kitabını basan Nota Bene Yayınları, Çağdaş Gümüşoluk çevirisiyle kitabı yayımladı.

Matt Rendell, daha önce duymadığımız, bilmediğimiz, ya da eksik bildiğimiz onlarca detayı anlatıyordu. Marco'nun Komünist büyükbabası Sotero'nun ve İtalyan Komünist Partisi'nin hayatındaki yerini, kadınlarla olan sorunlu ilişkilerini, kendisiyle aynı dertten, kokainden muzdarip Maradona ile arkadaşlığının detaylarını, Maradona'nın Küba'da tedavi görürken tanıştıklarını ve daha bir sürü detayı kitapta bulmak mümkün.

Meraklısı için hararetle öneririm.

* * *

Ergun Hiçyılmaz 12 Şubat günü, 82 yaşında hayatını kaybetti. Birçok insan onu gazeteci ve sahaf olarak biliyor. Doğru. Ama Hiçyılmaz'ın bir şapkası daha vardı:  Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanlığı... Kısa aralıklarla bu görevi üç kez yaptı. Bazı ilklere imza attı.

Ölümü üzerine değerli ağabeyimiz Feyzi Açıkalın'ın Cumhuriyet'teki yazısını şuraya bırakayım.

Aydan Çelik kimdir?

Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu.

İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu. 

Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı. 

Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu.

Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı.

2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı. 

Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu.

2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı.

Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi.

Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sessiz sürüş

Bugün, saat 19.00'da Türkiye'nin birçok yerinde yüzlerce bisikletli buluşacak. Bisikletli ölümlerine dikkat çekmek için sessiz bir sürüş gerçekleştirecek

Bir zamanlar Taksim'de 1 Mayıs

Aydan Çelik çiziyor...

"Güzel Atlar Dağı"ndaki kraliçe etaptan Manisa Tarzanı'na selam

Bugün Spil Dağı’nın yılkı atlarına demir atlılar eşlik edecek. Sporcular memleketin ilk çevrecilerinden Manisa Tarzanı’na selam gönderecek