26 Nisan 2023

26 Nisan Çernobil, 27 Nisan Akkuyu

Akkuyu Nükleer Santrali yakıt teslim töreni 27 Nisan'da yapılacak. Tarihin en büyük nükleer faciası Çernobil, bu tarihten sadece 1 gün evvel, 26 Nisan 1986'da meydana gelmişti

Çizim: Aydan Çelik

37 yıl önce bugün, dünya, tarihinin en büyük nükleer felaketlerinden birini yaşadı. 

26 Nisan 1986'da, henüz ayakta olan Sovyetler Birliği'nin bir parçası olan Ukrayna'nın Pripyat şehrindeki Çernobil Nükleer Santrali'nde meydana gelen patlamada binlerce insan hayatını kaybetti. Patlama kuşaklar boyu sürecek ölümcül etkiler bıraktı

Vikipedia, Çernobil faciasının 'Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'ne göre en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirildiğini yazıyor. Dünyada bu ölçekte sadece bir nükleer felaket var: O da Çernobil'den çeyrek asır sonra, Japonya'da Fukuşima'da meydana geldi. 

Çernobil'in insan hatasından kaynaklandığı bilinir. Fukuşima ise 11 Mart 2011'de , 9.0 şiddetindeki Tohoku depremiyle vuku buldu.

Çernobil'e dair büyük bir literatür mevcut. Facia, 2019'da çekilen televizyon dizisi ile daha da popülerlik kazandı. 

Dizi çekilmeden evvel Çernobil deyince, bizim ülkemizde akla gelen ilk şey, dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral'ın kameralar karşısında içtiği çay olurdu.

Bakan, felaket sonrasında Karadeniz çayının radyasyonlanmadığını ince belli bir bardak ile "kanıtlamıştı".

Cahit Aral çay içerken.

Uzun uzun anlatıp sıkmaya gerek yok. Google'a Cahit Aral yazınca, onun ve dönemin diğer muktedirlerinin, Kenan Evren'in, Turgut Özal'ın radyasyona dair "ufuk açıcı" tespitlerini bulabilirsiniz. 

İşin ilginç yanı, benzer bir hareketi 25 yıl sonra Japon bakan Yasuhiro Sonoda yaptı. Bakan, Fukuşima'dan yedi ay sonra reaktörün altındaki su birikintisinden toplanmış suyu kameralar karşısında içti.

(Japon bakanın çeşnicibaşı rolüne soyunduğu bu hadiseden yaklaşık iki ay evvel ülkenin Çevre Bakanı yaklaşık bir milyon ton radyoaktif suyun okyanusa bırakılacağını söylemişti.)

* * * 

Nükleer enerji, Victor Frankestein'ın kendi yarattığı ve sonra kurbanı olduğu canavarın bir başka versiyonudur.

Mary Shelley'in 1818'de yayımlanan romanı, iki yüz yıldır insanlığın kendi eliyle kendi sonunu hazırlamasının metaforu haline geldi.

1945'de Japonya'ya atılan iki atom bombasını üreten Manhattan Projesi'nin başındaki J. Robert Oppenheimer'ın* sayısız kez Doktor Frankenstein'a benzetilmesi boşuna değildir.

Nükleer enerjinin "barışcıl" amaçlarla kullanılması ise naif bir temenniden öte bir şey değildir. Çernobil ve Fukuşima örnekleri (ki Three Mile Island gibi daha az bilinen çok sayıda örnek mevcut) yeter de artar bile.

* * * 

Bütün bunlar olurken ve olmuşken, cennet ülkemizde enteresan işler oluyor. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Mersin'de inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali'ne ilk nükleer yakıtın 27 Nisan'da getirileceğini açıkladı. Çernobil'in yıl dönümünden bir gün sonra yani... Törene Vladimir Putin de video-konferans yöntemiyle katılacakmış.

Şaka gibi!

* * * 

1960'larda başlayan anti-nükleer harekete dair en yoğun eleştiri, "bilim-dışı" olmasıydı.

Bilim dışı mıydı, içi miydi bilemem ama şuna eminim: İrfansız ilimden kimseye hayır gelmez!


* Christopher Nolan şimdiden çok konuşulan bir Oppenheimer filmi çekti. Orada Frankenstein benzetmesi olacak mı merak ediyorum.

Film 21 Temmuz'da vizyona girecek. Hiroşima'ya atom bombasının atıldığı 6 Ağustos daha isabetli bir tarih olurdu.

Aydan Çelik kimdir?

Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu.

İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu. 

Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı. 

Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu.

Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı.

2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı. 

Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu.

2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı.

Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi.

Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Fakir Baykurt’tan Sırrı Süreyya Önder’e Allı Turnam

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, AKM’deki törende Neşet Ertaş’ın sesinden Allı Turnam’ı dinletince hafızam beni çeyrek asır öncesine götürdü. Fakir Baykurt’un cenaze töreninde kızı Işık Baykurt da bize aynı türküyü dinletmişti

Kanal İstanbul’un leylekleri

Bugünlerde Kanal İstanbul hattındaki inşaatlar vesilesiyle tekrar gündeme gelen Sazlıbosna Barajı, sadece şehrin önemli su kaynaklarından biri değil; aynı zamanda leyleklerin yaşam ve konaklama alanı

"
"