11 Mart 2024

96. Oscar Ödülleri'nde pek sürpriz olmadı

13 dalda aday olan, ABD'nin geçmişinde büyük yer kazanmış bir olayı anlatan politik film Oppenheimer en iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, görüntü yönetmeni, orijinal müzik ve kurgu dallarında ödülleri kaptı. Bence helal olsun!...

Hey gidi günler hey... Oscar törenini büyük kanallar (çoğu zaman da TRT) canlı yayınlar, bizler de sabaha karşı uyanıp heyecanla izlerdik. Bu yıl Disney kanalı üstlenmiş ve sadece abonelerine sunmuş. Yepyeni bir aboneliği kesemiz kaldırmadığı için (!) ancak sabah çok erken bakıp sonuçları öğrendik. Ve pek de sürpriz olmadığını gördük.

Tam 96. kez verilen dünyanın bu en popüler ve geleneksel ödülleri yine klasik mekanında, Los Angeles'deki Dolby tiyatrosunda verildi. Yıllar boyu en ünlü sahne insanları tarafından sunulmuştu: Bob Hope'dan Johnny Carson'a, Billy Crystal'dan Oprah Winfrey'e, Whoopi Golderg'dan Jack Lemmon'a... Bu kez kısmet hiç tanımadığımız Jimmy Kimmel'in oldu.

Ve ön tahminlerimiz büyük ölçüde gerçekleşti. Tam 13 dalda aday olan, ABD'nin geçmişinde büyük yer kazanmış bir olayı anlatan politik film Oppenheimer en iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, görüntü yönetmeni, orijinal müzik ve kurgu dallarında ödülleri kaptı. Bence helal olsun!...

Daha sonraki en ödüllü film ise Poor Things - Zavallılar oldu. Kendi adıma çok sevdiğim bu film ise en iyi kadın oyuncu, kostüm, prodüksiyon tasarımı gibi dallarda ödül aldı. Şimdi ödüllere teker teker bir bakalım. En iyi film, evet, Oppenheimer... Yönetmeni olan deneyimli Christopher Nolan da bu dalda en şık (papyonlu) giyimiyle ödülü aldı. 

Emma Stone

Oyunculara gelince... Hiç sürpriz olmadı denebilir. Kendi adıma kesin gözdelerim olan Cillian Murphy Oppenheimer'le, Emma Stone ise Zavallılar'la hak edilmiş ödüllerini aldılar.

Cillian Murphy

Yardımcı oyuncu dallarında yine bir ödülü çok hak etmiş emektar Robert Downey Jr. Oppenhneimer'la ödülünü alırken, gecenin en dokunaklı konuşmasını yaptı. Kimi seyircilerin gözünden yaş getiren...

Robert Downey Jr.

Da'vine Joy Randolph ise the Holdovers ile ödülü kucakladı. Bu sonuncusunu göremediğimiz için bir fikir açıklayamayacağım.

Da'vine Joy Randolph

Çok sevdiğimiz bir film olan Anatomy Of A Fall - Bir Düşüşün Anotomisi orijinal senaryosuyla, yine henüz göremediğimiz American Fiction ise uyarlama senaryo dalında ödüllerine kavuştular.

Bu arada en iyi uluslarası film, İngiliz Jonathan Glazer'in The Zone of İnterest - İlgi Alanı adlı bizde de çok sevilen yapımı oldu.

Jonathan Glazer

Sahnedeki kazalar, en çok da Emma Stone'un giysisinin yırtılması veya o klasik after-party olayı da Oscar'ların değişmezleri arasında yer alarak geceyi tamamladı. Şimdi sıra anılan filmlerden henüz bize uğramayanların bir an önce getirilip gösterilmesinde...


TIKLAYIN | 96. Oscar ödülleri sahiplerini buldu: Geceye 7 ödülle damga vuran Oppenheimer, En İyi Film Oscar'ının sahibi oldu! İşte ödülleri kazananlar...

Atilla Dorsay kimdir?

Atilla Dorsay. 1939 İzmir, Karşıyaka'da doğdu. Çocukluğu zor savaş yıllarında geçti. O yıllardan her şeyin karneyle alındığını, radyolardan yayılan savaş haberlerini ve ilk sinema deneyimlerini oluşturan savaş üzerine filmleri hatırlıyor.

10 yaşındayken ailesi sırf onu Galatasaray Lisesinde okutabilmek için İstanbul'la göç etti. Böylece Fransız kültürüyle yetişti.

Güzel Sanatlar Akademisi'nde (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) mimarlık okudu. Hayatta her koşulda koruduğu estetik bakışını bu temele borçlu olduğunu söyler.

Rehberlik, gazetecilik ve eleştirmenlik yaptı.

1966'da başladığı Cumhuriyet gazetesindeki yazılarını 27 yıl boyunca sürdürdü.

Bu aralıkta Leman Dorsay'la evlendi. İki çocuk ve üç torunu oldu.

Sonraki yıllarda Cumhuriyet'ten kendi isteğiyle ayrıldı. Kısa bir süre için Milliyet'te devam eden ve hâlâ süren dergi yazarlığı yaptı.

Yeni Yüzyıl'da yepyeni bir gazeteyi yaratmanın keyfini yaşadı. Daha sonra Sabah gazetesinde devam etti. Buradan kendi deyimiyle, "ilkesel bir tavırla" ayrıldı: Bir yazısında, (Emek Yoksa Ben De Yokum) okuruna Emek sineması üzerine verdiği bir sözü tutmak için.

Dorsay, 2013'ten beri, "Özgür, serbest, hiçbir konu, yer ve zaman kısıtlamasına tabi olmadan... Ama artık maaşsız!.. Ve çok yakında tam on yılını dolduracak olan..." sözleriyle işaret ettiği T24'te yazıyor.

Dorsay'ın kültür-sanata dair birçok alanda çabaları oldu. İKSV'de çalışıp yıllar boyu İstanbul Sinema Festivali'nin kadrosunda yer aldı. Dünya çapında sayısız ünlüyü basın toplantılarında sundu, söyleşiler yaptı, fotoğraflarını çekti.

TRT'de, hem haftalık müzik programları yaptı, hem de filmler sundu. Özellikle sinemanın 100. yılının kutlandığı 1995 yılı ve sonrasında sayısız klasiği Murat Özer, Alin Taşçıyan, Müjde Işıl gibi genç meslektaşlarıyla birlikte tanıttı.

Sinema Yazarları Derneği'ni (SİYAD) kurdu ve uzun yıllar başkanlığını yürüttü. Ödül gecelerini özenle seçilmiş sunucular ve müzisyenlerle sundu. Yine kendi sözleriyle; "zamanı geldiğinde tüm bu görevleri genç arkadaşlarına bırakmayı da ihmal etmedi".

Dorsay'ın en büyük üretimleri kitapları. 1970'lerden itibaren eleştirisini yazdığı tüm filmleri Türk ve yabancı sinema olarak tasnif ederek pek çok kitapta topladı. Bu kitaplar, son 50 yılın bir dökümü niteliği taşıyor.

Aynı zamanda İstanbul, Beyoğlu, şehircilik; biyografiler (özellikle Türkan Şoray ve Yılmaz Güney), söyleşiler, seyahat notları, hikâye, hatta şiirler de yazdı.

Müzik merakını görkemli bir arşivle birlikte sunduğu bir eser yayımladı. Ne Şurup Şeker Şarkılardı Onlar adıyla yayımlanan bu kitap, 20. yüzyıl pop-müzik tarihini anlatıyor.

Tartışmalar, Polemikler, Kavgalar adı kitabı Eylül 2022'de yayımlandı.

Kitaplarının sayısı şimdilerde 60'ı aştı, ama daha sayısız projesi var. Son olarak T24 Yazıları -Pandemi Günlerine Doğru: Sanat ve Siyaset Ekim 2023'te okurla buluştu. Ardından daha birçoğu da gelecek. Kendisinin dediği gibi "Allah kısmet ederse!"...

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tenis, rekabet, cinsellik ve eşcinsellik

Filmin cinsellikle eşcinselliği birleştirdiği, giderek sinemada sporla seksi inceliklerle sunan filmlerin başına geçtiği açık

Sinemanın unutulmuş bir yan dalına görkemli dalış

Dublör, belki biraz fazla uzun; ama görmeye değer bir yapım