24 Nisan 2023

Ukrayna’nın "karşı taarruz" muamması

Amerikan yönetiminin telkinlerine rağmen Bahmut’tan çekilip bahar taarruzu için silah ve mühimmat tasarrufu yapmayı reddeden Kiev yönetiminin Mayıs ayında n’apacağı merak konusu

ABD'den gelen 55 milyar dolarlık askeri yardıma ve Avrupa Birliği'nin (AB)18 milyar dolarlık destek paketine rağmen cephede işler arzu ettiği gibi gitmeyen Ukrayna ordusunun Rus kuvvetlerine karşı geniş çaplı bir karşı taarruza geçmek üzere hazırlık yaptığı ileri sürülüyor.

Taarruz tarihi belli mi?

Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Aleksiy Danilov'un Associated Press ajansına verdiği bilgiye bakılırsa, karşı saldırı "her an olabilir." Karşı taarruzun başlangıcına dair kesin bir tarih dile vermeyen Danilov, daha önce de bu saldırının ne zaman başlayacağının dünyada sadece 3-5 kişi tarafından bilindiğini söylemişti. Ukrayna Savunma Bakanı Aleksey Reznikov ise, Mart ayının sonundaki bir açıklamasında, ordunun geniş çaplı karşı saldırıyı Nisan-Mayıs aylarında başlatacağını ifade etmişti. Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin 1 Aralık 2020 – 17 Ocak 2023 tarihleri arasında danışmanlığını yapan Aleksey Arestoviç, karşı taarruzun bahar yağmurlarının sonrasında başlayacağını ileri sürmüştü.

Güvenlik gerekçeleriyle kimliğini açıklamak istemeyen Ukrayna Ordusu 59. Tugayında görevli bir Binbaşı ise, Donetsk cephesinde tutundukları son mevzilerden birinde, Anadolu Ajansı'na yaptığı bir açıklamada, karşı saldırı için hazır olduklarını ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan talimat beklediklerini söylüyordu.

Amerikan haftalık Newsweek dergisi de, ABD istihbaratından sızan dokümanlarda yer alan bilgilerden hareketle, Kiev güçlerinin karşı taarruzunun 30 Nisan'da planlanmış olduğunu yazdı. Gerçi planlar ifşa olduğuna göre o tarih muhtemelen artık geçerli değildir. Bu arada, karşı taarruzun Sovyetler Birliği'nin II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanya'sını mağlup ettiği ve Rusya'da Zafer Bayramı olarak kutlanan 9 Mayıs tarihine denk getirilebileceğine dair söylentiler de var.

Ukrayna medyasına göre, hava koşulları askeri potansiyelin tam randımanlı şekilde değerlendirilebilmesine henüz izin vermiyor.

Bütün bu tahmin ve değerlendirmeler bir yana, Donetsk cephesinde, özellikle de Bahmut'ta yaşanan ağır kayıpların Ukrayna'nın geniş kapsamlı bir operasyon başlatma yeteneğini baltaladığını düşünenler de bulunuyor.

Taarruz nasıl olacak?

Southfront haber sitesinin Ukrayna kaynaklarına dayanarak aldığı bilgilere bakılırsa, karşı taarruzun başlamasıyla birlikte Ukrayna ordu birlikleri muhtemelen aynı anda birkaç cephede saldırıya geçecek. Zaporojiye bölgesinin geniş bozkırları büyük olasılıkla ana savaş alanı olacak. Ukrayna kuvvetlerinin Melitopol ve Azak Denizi'ne doğru ilerlemeye çalışacağı da ileri sürülüyor. Azak Denizi stratejik açıdan önemli. Bu sebeple olsa gerek, taarruzdaki bir hedefin Azak Denizi'nin kıyısındaki liman kenti Berdyansk'ı ele geçirmek olacağı, bir diğer hedefin de Azak Denizi'nin Karadeniz'e açıldığı noktada bulunan Kerç Boğazı'nı birleştiren, bir diğer deyişle Kırım'ı Rusya'ya bağlayan Kırım Köprüsü'ne tehdit teşkil etmek olacağı iddia ediliyor.

Donetsk'ten Mariupol'a giden otoyol bağlantısını kesmek ve Rus ikmal hatlarını baltalamak için Ugledar'ı baskı altında tutacak saldırılar düzenlenebileceği de son dönemde dillendirilen iddialar arasında. Ukrayna birliklerinin Dinyeper'ın batı yakasında son zamanlarda yoğun bir hareketlilik içinde olduğu da söyleniyor. Ancak Dinyeper'ın batı yakasından yapılabilecek bir saldırı olsa da bunun amacının dikkatleri ana cephe hattından başka istikamete çekmek olduğu da ifade ediliyor.

Özetle, karşı taarruzda Kırım'ın öne çıkacağı düşüncesi hâkim görünüyor. İddialarda, PMC Wagner olarak da bilinen Rus özel askeri paramiliter gücü karşısında ağır kayıplar veren Ukrayna birliklerinin Donetsk'e yönelik büyük çaplı saldırı eylemleri planlamadığı dikkati çekiyor. Yine de Rus hava savunmasını meşgul etmekten vazgeçmek istemeyen Ukrayna'nın bu bölgede bulunan kentsel yerleşimlerdeki sivil hedeflere yönelik bombardımanların yoğunluğunu artıracağı tahmin ediliyor.

 Karşı taarruz gerçekten olacak mı?

Aslına bakılırsa, Batı basınında çıkan haberlerde "karşı saldırı" sadece tarihi ve hedefleriyle ilgili olarak muamma gibi değerlendiriliyor. Oysa olup olmayacağı bile muamma aslında. Ukrayna'nın bugün Donetsk'te tutunduğu son yer olan Bahmut'un yüzde 90'ı Rusların elinde. Bahmut'un batısındaki Çasiv Yar ve Konstantinovka'da moral çöküntüyle birlikte bazı Ukrayna askerlerinin silah bırakıp firar ettikleri de ileri sürülüyor. Çok yoğun kayıplar vermiş olan Ukrayna birliklerinin Bahmut'un son batı mahallelerinden de çekilmesi ve kentin tamamen PMC Wagner güçlerinin denetimine geçmesiyle birlikte Ukrayna'nın bir karşı taarruza yapmaya mecali olacak mı ki, diye soran Batılı siyasal gözlemciler de var. Washington Post'un basına sızdırılan gizli ABD Savunma Bakanlığı belgelerine dayandırarak geçen perşembe günü verdiği habere bakılırsa, Amerikalılar Ukrayna kuvvetlerinin büyük kayıplar yaşadığı, Donbass'ın kilit kenti Bahmut'ta tutunamayacağı konusunda Kiev yönetimini Ocak ayından bu yana defalarca uyarmış ve Zelenski'den oradaki birlikleri geri çekme çağrısında bulunmuş. Ayrıca Ukrayna liderini birliklerin çekilmemesi durumunda kuşatılma riskiyle karşı karşıya kalacakları konusunda da uyarmışlar. Washington Post, Kiev yönetiminin ABD'nin uyarılarını büyük ölçüde dikkate almadığı yorumunu yapıyor.

Anlaşılan o ki, Amerikalılar Bahmut'un savaşın geneli açısından hayati öneme sahip olmadığını, kaçınılmaz olarak Rusların eline geçeceğini düşünüyor ve yaşadığı ağır kayıplara rağmen bölgeden çekilmeyen Kiev'in yarın Bahmut'ta yaşayacağı yenilgiyle daha büyük "psikolojik bir darbe" yiyeceğine inanıyordu. Bu nedenle de Beyaz Saray, Zelenski'nin anlamsız bir muharebeyi sürdürmek yerine baharda gerçekleştirebileceği karşı saldırıya odaklanması gerektiğini savunuyordu.

"Askeri yardımları 10 kat artırın"

New York Times, daha da ileri gitmiş ve Kiev rejiminin Ruslarca kuşatılmış ve düşmesine ramak kalmış Bahmut şehrini teslim etmeyi reddedip cepheyi sürekli yeni asker, silah ve mühimmatla takviye etmeye çalışarak baharda girişilebilecek bir saldırıyı ihtiyaç duyulacak askeri mühimmat açısından riske attığını dile getirmişti. Bu habere bu köşede daha önce değinmiştik. Batı'nın tüm yardımlarına rağmen Ukrayna'nın askeri ihtiyaçlarının yetersizliği son olarak Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Melnik tarafından da dile getirildi. Melnik, Twitter hesabından Batı'nın askeri desteğinin yeterli olmadığını ve "Rus saldırganlığına son vermek için 10 katına çıkarılması" gerektiğini savundu. Dışişleri Bakan Yardımcısı "ortaklarımızı tüm suni kırmızı çizgilerini aşmaya ve GSYİH'nın yüzde 1'ini silah teslimatları için ayırmaya çağırıyoruz," gibi bir ifade de kullandı.

Amerikalılar Bahmut'un tamamının Rusların denetimine geçtiği gün Ukrayna'nın daha büyük bir moral çöküntü yaşayabileceği düşüncesinde haksız sayılmazlar. Ama işte karşı taarruz da tam o noktada önemli oluyor. Kiev rejimi bana kalırsa öyle bir noktaya gelindiğinde, Bahmut'un Rusların eline geçmesini iç kamuoyunda bir yenilgi gibi göstermemek için, olan biteni taktik bir çekilme gibi yansıtmak ve Ukrayna birliklerinin çok daha stratejik hedefler içeren bir karşı taarruza odaklanmak için böyle bir tercih (!) yaptığını ilan etmek isteyebilir. Bahmut'un düşmesiyle Donetsk'i tümden yitirmiş olsa da daha kritik bir coğrafyaya ve hedefe yöneldiğini iddia ederek hem Bahmut'u unutturmayı hem de "Rusları Kırım'dan atmak" gibi daha "kutlu" bir yola girdiklerini düşündürtmeyi arzu edebilir.

ABD ve Avrupa'dan aslında sınırlı sayılabilecek bir tank desteği almış olan Ukrayna'nın "karşı taarruz" ile ilerleyeceği istikamette de başarılı olma ihtimali zayıf. Özellikle de Zelenski'nin Polonya'yı ve NATO'yu daha doğrudan savaşın tarafı yapma çabası arzulanan sonucu vermemiş iken. (NATO Genel Sekreteri Jes Stoltenberg bile, geçen perşembe günü gerçekleştirdiği Kiev ziyaretinde tamamını İttifakın Kiev rejimine verdiği desteği artıracağına yönelik ifadelere ayırdığı ve bir ara "sizin yeriniz NATO'da" bile dediği son konuşmasında, Ukrayna'nın savaş bitmeden NATO'ya üye olma şansının bulunmadığını da itiraf etti aslında. Gerçi onun böyle bir itirafta bulunmasına gerek de yoktu. Bu köşede "10 Soruda Ukrayna Savaşı" başlıklı ve 4 Nisan 2022 tarihli yazımızda da dile getirdiğimiz üzere, Ukrayna'nın NATO üyesi olması teknik olarak mümkün gözükmüyor. Zira NATO'nun daha üye adaylığı bulunmayan, ayrıca sınır sorunları olan ve topraklarının -Kırım, Donetsk, Lugansk gibi- belirli bir kısmı teknik olarak işgal altındaki bir ülkeyi sözleşmesi gereği İttifak'a üye kaydetmesi mümkün değil.)  

İşte o durumda da, yani Bahmut'un tamamen Kiev'in elinden çıktığı ve Kiev rejiminin bu yenilgiyi unutturmak amacıyla sanki oyunu yeniden ve kendisi kuruyormuş gibi bir karşı taarruza girişme noktasına geldiğinde, ülke içinde gelişmeler nasıl algılanacak ve neler olacak, bilmiyoruz. Ukrayna'nın adım adım yok oluşa gittiğini ve Zelenski rejiminin "imparatordan daha çok imparatorcu" tavrının ülkeye geri dönülemez zararlar verdiğini düşünen birileri Rusya ile bir şekilde anlaşma yoluna gitmenin kapısını aralamak için aksiyon almak (!) isteyebilir mi? İhtimal yok değil.

Ukrayna'yı teşvikte (!) genelde sınır tanımayan Amerikalılar bile zaman zaman "temkinli" laflar edebiliyor. Nitekim Biden yönetiminin geçen yılın sonlarına doğru Zelenski'yi Ruslar ile müzakerelere açık olmaya davet ettiği yolunda haberler de çıkmıştı Washington Post'ta. Tabii o müzakerelerin başlaması ve bir barış planı zemininin yaratılması konusundaki itici güç ve liderlik Çin'den gelirse bunun her şeyden önce Washington'da nasıl bir karşılığı olur, Kiev'de Zelenski'nin savaşı sürdürme inadı nasıl kırılabilir, , orduda çatlaklar belirir mi, Ukraynalılar İstanbul'da geçen yıl çok yaklaşılmış barış umudunu bu kez ıskalamamak ve kayıpları durdurabilmek için Zelenski dışında bir lider alternatifi bulup bundan sonra o şekilde devam etmek isterler mi, bunları bugün bilmek zor.

Ancak her durumda, Bahmut'un Ukrayna'nın denetiminden tamamen çıkmasıyla birlikte tarihin Ukrayna'da biraz daha hızlanacağını söyleyebiliriz sanırım. 

Yazarın Diğer Yazıları

Odessa’yı yakan hesaplar

Savaşta adı çok anılmıyormuş gibi dursa da özellikle İngilizler ve Avrupalıların, ‘gerekirse Kiev’i verelim ama onu asla’ diye düşündüğü Odessa meselesi son günlerde kelimenin tam anlamıyla “alevlenmiş” görünüyor

Orta Doğu’yu ‘ustalık’ çarptı

“Çıraklık” dönemine denk gelen 2017 tarihli ilk Körfez turundan 350 milyar dolar kaparak dönen Trump, geçtiğimiz haftaki ikinci Körfez turundan 3 trilyon dolar “çarparak” dönünce “ustalığı” tescil oldu ama ya bu onun aslında “kalfalık” dönemi ise!

Orta Doğu’da büyük spekülasyon

Son haftalarda Netanyahu ile teması kesen Trump’ın bugün başlayan ve Tel Aviv’i dışarda bırakan Orta Doğu turunda “çok önemli bir duyuru” yapacağının dillendirilmesi, Başkan’ın Filistin devletini tanıyabileceği yolundaki spekülasyonları tetikledi

"
"