01 Eylül 2023

Spor federasyonları seçim maliyeti ve bir öneri

Tüm dünya ülkeleri ekonomik krizle boğuşup tasarruf etmenin yolunu ararken bizdeki bu savurganlık niye; oy kullanmak için delegenin Ankara'ya gelmesi şart mı?

Uzun yıllar güreş milli takımında mücadele eden ve daha sonra da Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'nde çalışan sevgili dostum Ahmet Ak’ın, alana dair yazdığı eserlerden Türk Sporunda Sorunlar ve Çözüm Önerileri ile Dünden Bugüne Olimpiyatlar  isimli çalışmalarını daha önce sizlerle paylaşmıştım. Hatta Olimpiyatlara ilişkin yazıya şu satırlarla başlamıştım; Eski milli güreşçimiz Ahmet Ak, aktif spor yaşantısı sonrasında sporla olan bağlantısını spora dair eserler yazmak suretiyle devam ediyor. Hatta ülkemizde az bulunan bir anlayışın temsilcisi olarak alanın içerisinden gelen bir kişilik olarak sporun önemini ve etkisini kamuoyu ile paylaşmayı sürdürüyor. Bu kapsamlı çalışmada da tıpkı daha önceki çalışmalarında olduğu gibi okuyucularını yoğun bir bilgi hazinesinin içerisine sokmak suretiyle onların hem yeni alanları öğrenmelerini sağlıyor hem de arkadan geleceklerin önünü açmış oluyor. Kendisinin bugün sosyal medya hesabından paylaşmış olduğu spor federasyonlarının seçim maliyeti isimli yazısını aşağıya olduğu gibi alıyorum. Çünkü söz konusu yazı, ülkenin spor federasyonlarının seçimi sonucunda ortaya çıkacak seçim maliyetinin yanı sıra somut bir öneriyi de bünyesinde barındırmakta. Alanın içerisinden gelen bir kişi olarak Ahmet Ak’ın bu önerisinin ve yazısının daha fazla kişiye ulaşmasını önemsiyorum. Spor federasyonlarının seçimlerine ilişkin çok farklı bakış açıları veyahut öneriler de söz konusu olabilir. Ancak içinden geçmekte olduğumuz süreçte ne yazık ki bu konuda da yeterince sesin çıkmadığını gördüğümüz için Ahmet Ak’ın yazdıkları son derece ufuk açıcı bir yaklaşımı bünyesinde barındırmakta. Bu yüzden de bugüne kadar hiç yapmadığım bir biçimde köşemde bir yazıyı paylaşma yoluna gidiyorum.

Spor federasyonları seçim maliyeti...

"Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil"

Spor federasyonları usul ve esasları ile ilgili çalışma yönetmeliğinde, ana statüleri ve 7405 Sayılı Kanun’da şöyle bir hüküm bulunmaktadır:

"spor federasyon başkanları ve yönetimi dört yıllığına seçilirler ve seçimden sonraki ilk iki yıl sonunda Mali kongre yapılır ve Olimpiyat ve paralimpik oyunlarının bitiminden itibaren de üç ay içesinde spor federasyonları seçimli Genel kongreleri yapılır"

Belirtilen mevzuat hükümlerine göre spor federasyonları olağan Mali kurul kongreleri kasım ayı itibariyle başlayacak.

Yani 60 gün sonra mali kongre ilanları federasyonların kurumsal internet sitelerinde yayımlanacak.

Daha önce yazdığım Kanun olmasına rağmen 2024 Paris olimpiyatlarına bir yıldan az bir süre kala Teşkilat-ı esası yönetimi Mali kongreleri yapar mı?

Yoksa; Kanuna rağmen bir genelgeyle Mali Genel kurullar ertelenir mi? bunu bilmiyoruz.

Yazının başında dediğim gibi bizim esas konumuz mali kongrelerin yapılıp yapılmayacağı ve bu konuda kimin ne karar alacağı değil.

Bizim bugünkü konumuz, Spor federasyonları kongre maliyetleri.

Ülkemizde kurulu 69 federasyonu göz önüne alırsak, Mevzuata göre, federasyonlarda iki tür delege yapısı var.

1) Olimpik ve İOC'nin tanıdığı branşlar federasyonlarda delege sayısı 300'den fazla 200"den az olamaz.

2) Olimpik olmayan spor branşlarında delege sayısı 150'den az 200'den fazla olamaz.

Olimpik ve olimpik olmayan spor branşlarında maksimum 18.600, minimum 13.400 delege oy kullanmaktadır.

Toplam delege sayısının ortalamasını alırsak 16.000 bin delegeye tekabül etmektedir.

Bu delegeler seçim tarihinden başlamak üzere iki yıl sonunda ve olimpiyat ve paralimpik oyunlarından sonra da seçimli Genel kurulda iki kez oy kullanmış olacaklar.

Ankara'da yapılan kongrelerde Federasyon delegelerinin 95'inin il dışından geldiğini varsayarsak en az 15000x2: 30.000 delege eder.

Federasyon yönetimleri dolayısıyla her kongrede delegenin transfer, yemek ve otel masrafları ile harcırahlarında mecburen ödeyecek.

Örnek verecek olursak, Malatya’dan gelecek olan bir delegenin ortalama geliş dönüş uçak maliyeti 2000 TL, otel maliyeti 1000 TL, harcırahı 700 TL.

Toplam: 3.700 TL.

Hem mali kurul hem seçimli olağan genel kurul masraflarını eşitlersek bir delegenin zamlarla birlikte ortalama maliyeti en az 10 bin TL eder.

Bir delege maliyeti 10.000 TL ettiğine göre 30.000 delege maliyeti 300.000.000 TL eder.

Dolar cinsinden tam olarak 11.538,4615384 62 $ eder.

Altın cinsinden hesaplarsak 180.072,02881152 kilo altın eder.

Bu toplam 300 milyon TL'yi 11.400 TL maaş alan Asgari ücretlilere maaş olarak ödersek, tam olarak 26.315,789473684 kişinin maaşını ödemiş oluruz.

Yani bu kadar masrafa ne gerek var.

Tüm dünya ülkeleri ekonomik krizle boğuşup tasarruf etmenin yolunu ararken bizdeki bu savurganlık niye?

Oy kullanmak için delegenin Ankara'ya gelmesi şart mı?

Eskiden olduğu gibi taşra gençlik ve Spor il müdürlüklerimizde yeminli bir komisyon kurularak onların nezaretinde delegeler oy kullansa ve seçim sandıkları mühürlendikten sonra bir tutanakla Ankara'ya getirilse olmaz mı?

Gayet güzel olur.

Oylar taşrada kullanılsa hem delegeye baskı yapılmaz hem de seçilecek başkan adayı işaret edilemez.

Delege vicdani hür bir şekilde istediği adaya oy verir ve iş biter.

Not: Yukarıdaki seçim maliyetlerine başkanların seçim çalışmalarında harcadıkları paralar ve seçim işini kolaylaştırmak için kulüplere verilen malzemeler ve yurt dışı müsabakalara götürülen yöneticilerin harcamaları dahil değildir.

Biliyorum ki, benim gibi hiçbir beklentisi olmayan onlarca insan Türk sporunun başarısı ve kalkınması için sosyal medya ve gazetelerde yazılar yazıyor ama sizlerde bilin ki, bizim ve sizlerin yazdıklarımızın Spor yönetimine zerrece etkisi yok.

Ancak, sözlerimizin sevgili yöneticilerimize zerrece katkısı olmasa da ve şartlarımız gereği etkili ve yetkili olamasak da, biz kimseyi tahkir ve tezyif etmeden ülkemizin ve yüce milletimizin selameti ve başarısı için yazmaya, söylemeye devam edeceğiz.

Çünkü; yarınlar yorgun olanların değil, ülkesi uğruna rahatından vazgeçenlerin olacaktır.

"Kalın sağlıcakla"

Ahmet Talimciler kimdir?

Ahmet Talimciler, 1970 yılında İzmir Karşıyaka'da dünyaya geldi. Karşıyaka spor kulübünün minik ve yıldız takımlarında, Tarişspor kulübünün genç takımında oynadı. 1988 yılında Ege Üniversitesi Coğrafya bölümüne kaydoldu ve iki yıl burada okuduktan sonra tekrar sınava girerek aynı üniversitede Sosyoloji bölümünü kazandı. 

1994 yılında "Futbolun Toplumsal İşlevi" başlıklı lisans teziyle bölümden mezun oldu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde 1998 yılında Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi başlıklı yüksek lisans tezini, 2005 yılında da Türkiye'de Futbol ve İdeoloji İlişkisi başlıklı doktora tezini tamamladı. 

2001 yılında Milliyet Gazetesi Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. 

1996 yılında Araştırma Görevlisi olarak başladığı Ege Üniversitesi Sosyoloji bölümünden 2019 yılında ayrılarak İzmir Bakırçay Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ana bilim dalına profesör kadrosuyla geçiş yaptı. Halen aynı üniversitede görev yapmayı sürdürmektedir.

Son yirmi yılda yerel ve ulusal düzeyde gazetelerde, internet sitelerinde yazmıştır. Mart 2016'dan bu yana T24'te başta spor ve gündelik hayata ilişkin olmak üzere gündeme ilişkin yazılar yazmaktadır. Karşıyaka Belediyesinin çıkartmakta olduğu Gazete Karşıyaka'nın yazarlarındandır.

Bir diğer önemli tutkusu ise radyo yayıncılığıdır, üç yıl boyunca TRT İzmir Kent Radyosunda Sporun Arka Planı programını hazırlayıp sunmuştur. Halen TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Memleketim FM'de Spor Daima programına cuma günleri konuk olmayı sürdürmektedir. YouTube üzerinden yayınlanmakta olan Geek Futbol programının da yorumcularından birisidir. Evli ve spor tutkunu bir çocuğun babasıdır. 

Kitapları

-Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi (2003,2014, Bağlam Yayınları)

-Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu (2010,2015, 2018, Bağlam Yayınları)

-Futbol Yazıları (2017, Bağlam Yayınları)

-Türkiye'de Futbol En Az Futboldur (2020, Spor Yayınevi ve Kitabevi)

-Saçmanın İktidarı (2021, Sakin Kitap)

-Beklentilerin Tersine Çıktığı Alan: Eğitim (2022, Sakin Kitap)

-İlkelerimizi Kim Yazacak? Cem Can Yazıları (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor)

-Fair Play Yemin İstemez (Yayına Hazırlayan-2012, Moss Spor) 

-Şiddet, Şike ve Medya Kıskacında Futbol ve Taraftarlık (2015, Litera Türk Academia, Müge Demir ile)

-Football in Turkey (Editör- 2016, PL Academic Research)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Unutmanın dayanılmaz hafifliği

Yanlışa her koşul ve şartta yanlış diyemediğiniz sürece doğruya dair söyledikleriniz sürüncemede kalmaya mahkumdur

Ortak paydadaki bozukluk

Öyle bir toplum düşünün ki bütün kötülükler olduğu gibi yapanların yanına kalıyor ve iyinin, doğrunun, hakkın yanında olanlar sürekli olarak kaybediyorlar. Burada ne ahlak kalır ne de başka bir şey kalabilir çünkü böylesi bir yapının karşısında hiçbir şeyin doğru, dürüst kalabilmesi mümkün değildir.

Spor Sosyolojisi: Toplumda sorunlar ve çatışmalar (4)

"Sporu olmasını istediğimiz şeye dönüştürmek için çalışmadığımız sürece öncelikle kendi şartlarına göre ve kendi amaçları doğrultusunda yapmamızı isteyenlerin çıkarlarını yansıtacaktır. Bu da bizi ilginç bir tercihle karşı karşıya bırakır: sporu olduğu gibi kabul eden tüketiciler olabiliriz ya da sporu insancıl ve sürdürülebilir kılmak için çalışan vatandaşlar olabiliriz"

"
"