Mısırlı yetkililer, Regeni'nin öldürülmesinin suç çetelerinin işi olduğunu olabileceği, bir araba kazası, uyuşturucu anlaşması, soygun veya "eşcinsel bir tutku suçu" da dahil olmak üzere çeşitli başka açıklamalar öne sürerken, herhangi bir devlet müdahalesini de reddetti.
Roma'daki savcılar cinayetin arkasında Mısır ulusal güvenlik teşkilatının olduğu sonucuna vardıklarını açıkladı.
Regeni'nin kaçırılması, işkence edilmesi ve öldürülmesiyle suçlanan dört güvenlik görevlisinin isimleri General Tarık Sabir, Albay Usham Helmi, Albay Athar Kamel Mohamed İbrahim ve Binbaşı Magdi İbrahim Abdelal Şerif olarak açıklandı.
Binbaşı Şerif, ağır yaralama ve cinayet için komplo kurduğu iddiasını da reddetti. İddiaya göre Şerif, muhbirlere Regeni hakkında casusluk yapmaları emrini verdi ve daha sonra bir metro istasyonunda tutuklanarak birkaç gün boyunca işkenceye maruz bırakıldı. Mısır 2020 yılında "yeterli delil olmadığı" gerekçesiyle kendi soruşturmasını düşürdü.
Cinayet İtalya'da geniş çaplı bir öfkeye ve iki ülke arasında diplomatik bir tartışmaya yol açmış, İtalyan savcılar Mısırlı yetkilileri soruşturmayı yanlış yönlendirmeye çalışmakla suçlamış ve İtalyan büyükelçisi geri çağrılmıştı.
Aralık 2020'de Avrupa Parlamentosu, "Giulio Regeni vakasının münferit bir olay olmadığını, son yıllarda Mısır genelinde yaşanan işkence, gözaltında ölüm ve kayıplar bağlamında meydana geldiğini" belirten bir kararı kabul etti.
Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, İngiltere'nin "Regeni için adalet arayışını desteklemeye devam edeceğini" söyledi.