Silahları özellikle Gazze sınırı yakınlarında veya Arap-Yahudi nüfusun karışık yaşadığı kentlerde dağıtan Ben-Gvir, Yahudi topluluklarına sivil güvenlik birimleri oluşturma tavsiyesi verdi.
İsrailli Araplar, BBC Arapça’ya ayrımcılık, sözlü taciz ve internette hedef gösterilme hikayelerini anlattı.
İsrail’in orta kısımlarındaki Lod kentinin geçmişi, Yahudi ve Arap toplulukları arasında üzücü şiddet olaylarıyla dolu.
Engelli çocuklara yönelik eğitim konusunda uzman Suhair Hamdouni, ömrü boyunca Lod’da yaşamış. Sokağının bir tarafında Yahudiler, diğer tarafında Araplar yaşıyor.
7 Ekim’den bu yana saldırıya uğramaktan korktuğu için Yahudilerin dükkanlarından alışveriş yapmak yerine daha uzakta olan Arapların mağazalarına gittiğini anlatıyor:
“Daha önce evlerimizde saldırıya uğramıştık. Halihazırda travmalarımız var.”
Pek çoğu kendilerini Filistinli olarak tanımlayan İsrail’in Arap vatandaşları genellikle zorunlu askerlikten muaf.
Askeri eğitim almadıkları için silah ruhsatı almaları daha zor.
Hamdouni “İsrailliler kendilerini savunma hakkını kullanırken bize ölümün düşmesinden, oğullarımla birlikte ölmekten endişe ediyorum” diyor ve ekliyor:
“Yanlış bir şey yapacağımdan değil. Arap olduğum için. Mahallemdeki Yahudilere silah alma hakkı veriliyorsa bana da verilmeli. Ya da iki tarafa da verilmemeli.”
Hamas saldırısında bu yana, bir zamanlar yerel turistlerle dolu olan İsrail’in karma kentleri şimdilerde bomboş.
Dükkanlar kepenk indirmiş, restoranlar kapalı.
Lod’da bir restoran işleten Abu Amir “Müşterilerimin yüzde 60’ı Yahudi’ydi” diyor:
“Fakat şimdi gelmiyorlar. Kimse gelmiyor. Arayan da yok. Araplar Yahudi mahallelerine girmekten korkuyor, Yahudiler de Arap kentlerine girmekten…”