Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında ekonomi alanında yaşanan gelişmeleri günah keçisi kavramı üzerinden kritik etti.
Günah keçisi kavramının kökeninden bilgiler aktaran Dilipak,"Bir yanlış vardır. Aslında kişi o yanlışın uzaktan da olsa bir parçasıdır. Ama yanlışın kendine faturası, zararı, kendinin elde ettiğinden ya da talep ettiğinden daha azdır. O kişi, hedef seçtiği kişiyi günah keçisi yaparak toplumsal öfkeyi ona karşı kanalize etmek ister. Bu şekilde kendini hem vicdanen tatmin etmek, en azından toplumun gözünde bu konuda itibar sahibi olmak ve kendi rakibini devre dışı bırakarak kendi payını o işle ilgili artırmak ister.” diye yazdı.
Fahiş fiyat artışlarının ardından gündemde olan zincir marketleri örnek veren Dilipak, siyaset, bürokrasi, meslek örgütü, üretici, toptancı, tarım girdileri ile ilgili maliyet artırıcı unsurların bir kenara bırakılıp, zincirin inceldiği yerden kopartıldığını yazdı. Zincir marketlerinin “günah keçisi” seçildiğini yazan Dilipak, "5 zincir marketten söz ediliyor ama 50 bölgesel, 500 kadar da yerel gıda marketleri var küçük ölçekli. Bunlar piyasada iş yapamaz hale gelirse çok daha büyük bir felaket yaşanabilir. Dolayısı ile gerekirse bunun için ayrı bir istihbarat oluşturup, caydırıcı baskı uygulamadan, bir yanlışlık olduğunda anında müdahale edilebilir ve konu zabıtanın insafına bırakılmadan, tüketici derneği, yargı, meslek odası, bağımsız bir akademisyen konuyu inceleyip karara bağlayabilir. Yani yatırımcıların kötü niyetli girişimlerine izin verilmemesi gibi, yatırımcının kışkırtılan toplumsal öfkeye de kurban edilmemesi gerekir” görüşünü dile getirdi.
“Genellikle yanlış tek kişide, tek kurumda ya da nihai noktada değildir” diyen Dilipak, süreç içinde yaşanan yanlışlıklar zincirinin topyekün takibinin yapılması gerektiğini belirterek Taammüd ya da taksir, kim kamuya zarar vermişse, politikacı, bürokrat ya da STK temsilcisi, tüccar, yerel yönetimden ya da iş dünyasından kim olursa olsun verdiği zararı tazmin etmeli ve yerine göre cezalandırılmalı. Aksi halde su-i misal emsal olur! Dövizdeki dalgalanmanın sorumlusu kim! Ya da demir, çimento, enerji maliyetleri, hangi alanda ne gibi bir sorun varsa, sorumlusu kim olursa olsun, daha sorun oluşur oluşmaz üzerine gidilmeli. Geç kalınan müdahale fayda sağlamaz. Geciken adalet, adalet değildir. Bu işte kayırma olmamalı. Birileri hedef seçilip, günah keçisi de yapılmamalı. Adalet herkes için en iyi olanıdır. “ diye yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın